Roma! Dünya üzerinde emsali olmayan bir cumhuriyet ve imparatorluk. Tarih sahnesine, küçük bir topluluk olarak çıkan ve zamanla cumhuriyete oradan da sınırları uçsuz bucaksız bir imparatorluğa dönüşen Roma, modern çağımızda bile insanları etkilemekte ve bir o kadar da kendine hayran bırakmaktadır. Bu yazıyı yazarken de, ne kadar şanslı ve gururlu olduğumu dile getirmek isterim ki; tam da bugün Roma, M.Ö. 21 Nisan 753′te Romulus ve Remus tarafından kuruldu. Dünyayı etkileyen Roma, tahmin edebileceğimiz gibi oyun sektörünü de son derece derinden etkilemişe benziyor ki, Creative Assembly ve Sega, “Total War” serisine ikinci defa Romayı dahil ediyor. Geliyorlar!
Bilgisayarlarımıza, içinde bulunduğumuz 2013 yılının ikinci yarısında gelecek olan oyunumuz, strateji sevenlerin dört gözle beklediği o muhteşem gün için neredeyse tamamlanmış durumda. Şimdi sizlerle oyun ile alakalı ne varsa anlatmaya ve sizleri bilgilendirmeye çalışarak biraz da olsun heyecanınızı dindirmeye çalışacağım.
İlk olarak Rome II’nin bir önceki oyundan farklı olarak daha yüksek gereksinimlere ihtiyaç duyacağını belirtmek isterim ancak daha sistem gereksinimleri duyurulmadığından kesin bir şey söyleyemiyoruz, ama şunu da söylemek isterim ki; oyunun sistem gereksinimleri Total War Shogun 2′ye düşürülmeye çalışılıyormuş ki böylece oyunu düşük kapasiteli dizüstü bilgisayarlarımızda bile oynayabilelim. Oyunun grafiklerindeki yenilik hakkında da söylenebilecek şey ise; bir savaş alanındaki binlerce savaşçının her birinin yüzünü aynı anda ve farklı şekillerde görebileceğiz. Bu sayede savaş alanında ölen komutanlarının ardından askerlerin korkmuş ve kuşatma savaşında, kuşatma kulelerinin kapılarının duvarlara inmeden önce komutanların yaptığı o muhteşem konuşmalar sonrası askerlerin yüzlerindeki o hırslı ve kızgın ifadeleri ile karşı karşıya kalacağız ve böylece savaş alanındaki o ruhu yakalayabileceğiz.
Oyun, tıpkı bir önceki “Rome Total War”da ki gibi, Roma Cumhuriyeti döneminden başlayıp, Romayı bir imparatorluğa dönüştürme üzerine kurulmuş. Senaryo kısmında, orduların harita üzerinde bir duruşları olacak. Mesela, şehriniz tehlikede ve bir ordunuzu biran önce yetiştirmek zorundasınız; bu durumda “Mecburi Yürüyüş” devreye giriyor, ordunuzu yetiştiriyorsunuz ama bu ordunun askerleri yoruluyor ve mecburi yürüyüşten savaştaki performansı düşüyor. Bunu yanı sıra, “Savunma Duruşu” ordunuza savunma için ek kazançlar sağlıyor, hatta geçici kaleler kurabiliyorsunuz. “Pusu Duruşu”unda ise, ordunuz çevresindeki herhangi bir düşman birliğine tuzak kurabiliyor ve en beklenmedik bir stratejik konumda savaşabiliyor.